Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

SAMANDAĞ CHP KADIN KOLLARINDAN TAKSİM MANİFESTOSU İMZA KAMPANYASINA DESTEK

Samandağ CHP Kadın Kolları Abdullah Cömert alanında basın açıklaması gerçekleştirerek “Taksim manifestosunu onaylıyorum” başlıklı imza kampanyasına destek verdiğini açıkladı. Basın açıklamasına CHP İl Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Hülya Nehir, CHP İlçe Başkanı İbrahim Aydoğan, CHP Hatay İl Başkan Yardımcısı Ahmet Bozoğlan, CHP Samandağ Kadın Kolları Başkanı Sevcan Toprak, CHP Samandağ Kadın Kolları İlçe Sekreteri Dilara Bayır Kahlıoğulları, CHP il Yöneticileri, CHP İlçe Yöneticileri, Belediy

Haber Giriş Tarihi: 03.09.2016 13:30
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.flashgazetesi.net/
SAMANDAĞ CHP KADIN KOLLARINDAN TAKSİM MANİFESTOSU İMZA KAMPANYASINA DESTEK
CHP İl Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Hülya Nehir konuşmasında:”15 Temmuz 2016 Gecesi yaşanan darbe girişimi sonrası Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun 24 .08.2016 günü Taksim meydanında açıkladığı “Taksim Manifestosu’nun Türkiye’nin bütün il ve ilçelerinde 22 ağustos-22 Eylül 2016 tarihleri arasında “TAKSİM MANİFESTOSU’nu onaylıyorum başlığı altında imza kampanyası başlatılmasına ,bu kampanyanın Kadın Kolları Genel Başkanlığına gönderilmesi ile ilgili basın açıklaması yapıyoruz. Dün 1 Eylül Dünya Barış Günü idi. Yaşar Kemal’in dediği üzere dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir barıştır diyoruz. Savaş açlık, yoksulluk, taciz tecavüz, göç demektir. Savaş ailelerin çocuklarını 300-400 tl gibi fiyatlarla dedeleri yaşındaki insanlara, ikinci üçüncü eş olarak vermek demektir. Savaş yer altı ve üstü kaynakların talan edilmesi ve ülkelerin tarihinin geçmişlerinin yok edilmesi demektir. Halkın geleceksizleştirilmesi demektir. Bu yüzdendir ki her daim savaşa hayır barış hemen şimdi diyoruz.”dedi CHP Samandağ İlçe Kadın Kolları Başkanı Sevcan Toprak tarafından okunan açıklamada: ”Değerli dostlar, bildiğimiz gibi dün 1 Eylül Dünya Barış Günü’ydü. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde içimizdeki barışın asla tükenmemesi, tüm yaşam alanlarımızda, Ortadoğu’da ve dünya savaşlarının yaşandığı her yerde; silah seslerinin susmasını, gözyaşlarının dinmesini diliyorum.” “Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Artvin-Şavşat yolu Soğuksu bölgesinde planlı bir suikasta uğradı. Bu ülkede kimsenin güvende olmadığının mesajını vermek, mezhebi ve etnik temelli çatışmaları kışkırtmak amacıyla yapıldığı aşikâr. Bu saldırıyı yapanları lanetliyor, şehit askerimize de Allah’tan rahmet diliyoruz.” “ 15 Temmuz’da darbe girişimi gerçekleştiren FETÖ terör örgütünün bu kadar büyüyüp palazlanmasının koşullarını bu hükümet sağlamadı mı? Öğrencilere bilerek yurt yapmayıp öğrencileri cemaat yurtlarına mahkum eden bu hükümet değil mi? Devlet yönetmek yerine ‘devlet olma’ sevdasına düşüp liyakati yok sayan, demokrasiyi kenara iten bu anlayış, bugün bu yaşadıklarımızın sebebidir. “ “ FETÖ üyelerini devlete yerleştirenleri ortaya çıkarmak TBMM’nin görevidir. Darbeciler gibi onlara imkan verenler de yargılanmalıdır.” “ Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Taksim mitinginde ‘TAKSİM MANİFESTOSU’ adı altında bize duyurduğu 10 maddelik metni onaylıyor ve buradan tekrar okuyoruz.” “1- 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış ama bombalar altında parlamento darbeyi püskürtmüştür. Bu girişimin sorumlularını kınıyor ve lanetliyoruz. 2- Bütün siyasal partiler darbe girişimine karşı çıkmış, demokrasi konusunda Türkiye'de tartışmasız bir ortak payda oluşmuştur. 3- Her türlü darbeye karşı çıkmak tüm demokratların demokrasiden yana olanların bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman ne darbe, ne dikta, yaşasın tam demokrasi demeliyiz. 4- Darbe girişimi, halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam kazanmıştır. 5- Demokrasimizin teminatı olan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkesinin ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. 6- Bu darbe girişimi anayasada, yasama, yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin, demokrasideki denetleme işlevinin güvencesi olduğunu ortaya koymuştur. 7- Balyoz, Ergenekon gibi davalarda mağdur edilen insanların itibarlarının iadesi bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır. 8- Girişim, devlet yönetiminin liyakate dayanması gerektiğini ortaya koymuştur. Devletin yapılanmasında, bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz. 9- İnancı, kimliği, yaşam tarzı ne olursa olsun, bu ülkenin güzel insanları, bu ülkenin meydanlarında özgürce gezebilmelidir. 15 Temmuz darbe girişimi, 3. sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları özgürlükçü demokrasiye layıktır. Türkiye darbe hukukundan arınmalıdır. 10- Devlet kinle, öfkeyle, ön yargıya yönetilmez. Girişimde bulunanlar, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınarak yargılanmalıdır. İşkence, kötü muamele, tehdit, devleti darbecilerle aynı duruma düşürür. Buna izin verilmemelidir.”
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.